top of page

KEMAL KARA 
STUDIO / 2011

EFFECT TO EFFECT
EFEKTE EFEKT

 

PAINTING

Gizlenen Sefer, 2011, tuval üzerine karışık teknik, 157x127cm. Sanatçı Koleksiyonu

Hızırın Sancağı 2011, tuval üzerine karışık teknik, 152x127cm. Berrin Can Özel Koleksiyon. Private Collection. * Satıldı, Sold Out

Sultan İle Beraber Yürümek 2011, tuval üzerine karışık teknik, 157x127cm. Mehmet Karasu Özel Koleksiyon. Private Collection. * Satıldı, Sold Out

Vaad edilen çağ dikilen sancak 2011, tuval üzerine karışık teknik, 152x127cm. Yiğit Konukoğlu Deniz Yüksel Konukoğlu Özel Koleksiyon Private Collection * Satıldı, Sold Out

Merkez de o, dönen de 2011, tuval üzerine karışık teknik, 152x127cm.

Başlangıç, 2011, tuval üzerine karışık teknik, 157x127cm.

Son Harita, 2011, tuval üzerine karışık teknik, 157x127cm.

Diriliş,2011,tuval üzerine akrilik boya,158x150cm. Berrin Can Özel Koleksiyon. Private Collection. * Satıldı, Sold Out

Vaad edilen Çağ, 2011, tuval üzerine karışık teknik, 157x127 cm. Funda Acar Özel Koleksiyon. Private Collection. * Satıldı, Sold Out

Kainat,2011, tuval üzerine akrilik boya, 152x254 cm.

Hızırını Bekleyen, 2011, tuval üzerine karışık teknik, 157x127cm.

Son Kale 2011, tuval üzerine karışık teknik, 152x127cm. Özel Koleksiyon. Private Collection. * Satıldı, Sold Out

Modern Dünyanın Temelleri, 2011, tuval üzerine karışık teknik, 157x127cm.

Varoluş III 2011, tuval üzerine karışık teknik, 113x138 cm.

Varoluş 2011, tuval üzerine karışık teknik, 113x138 cm.

VaroluşII 2011, tuval üzerine karışık teknik, 113x138 cm.

Üç Benek, 2011, tuval üzerine akrilik boya, 50x50 cm.

Üç Benek II, 2011, tuval üzerine akrilik boya, 50x50 cm.

Şemsini Bulamayan Rumi, 2011, tuval üzerine karışık teknik, 109 x109 cm. Özel Koleksiyon. Private Collection. * Satıldı, Sold Out

Sancağını Bekleyen, 2011, tuval üzerine karışık teknik, 109x109cm.

Bitmeyen Ufuklar, 2011, tuval üzerine karışık teknik, 109x109cm.

Şems İle Yeniden Yürümek, 2011, tuval üzerine karışık teknik, 109x109 cm. Ebru Karasu Özel Koleksiyon. Private Collection. * Satıldı, Sold Out

Beklenen Zafer Öncesi, 2011, tuval üzerine karışık teknik, 109x109cm. Özel Koleksiyon. Private Collection. * Satıldı, Sold Out

Beklenen Zafer, 2011, tuval üzerine karışık teknik, 109x109cm. Özel Koleksiyon. Private Collection. * Satıldı, Sold Out

Tek Olmak, 2011, tuval üzerine akrilik boya, 50x50 cm.

Emanet, 2011, tuval üzerine akrilik boya, 50x50 cm.

Üç Atlının Nal İzleri, 2011, tuval üzerine akrilik boya, 50x50 cm. Mehmet Ali Aydınlar Özel Koleksiyon. Private Collection. * Satıldı, Sold Out

Sultan ile Beraber Yürümek, 2011, tuval üzerine akrilik boya, 50x50cm. Bilge Baş Özel Koleksiyon. Private Collection. * Satıldı, Sold Out

Çınarın Gölgesine Doğru, 2011, tuval üzerine akrilik boya, 50x50cm.

Sultan İle Beraber II Yürümek, 2011, tuval üzerine akrilik boya, 50x50 cm.

THIRTY THREE
FYI: I'M ABOUT TO LOVE YOU
THE MOON IS PINK
VOID

Art critic Özkan Eroglu's thoughts about the exhibition "Effect to Effect"

The struggling young artist... 


A young artist has to carry on struggling with his art without giving up, even it is risky. He has to try again and again, bearing in mind and even dreaming of the possibility of mistakenness. The recent paintings of Kemal Kara illustrate that he is carrying on by mingling this kind of artistic lifestyle with his character and I believe that, he is doing the right. In these last works, Kemal, who in essence adopts an expressional base, seems to support the scattered expressional use of paint with some controlled elements. Besides reflecting the unity of dynamic and static, his pictures, also appear to be nearly successful at the points where graphism is grasped. 

Kemal as an enthusiastic young artist tries to balance his scattered, unrestrained expressional style coming from his passion with some graphical elements as Arabic letters and some items taken from Turkish traditional miniatures. Time will show if Kemal’s attitude bringing along a synthesis and an illusional artificial way will result as a pattern or not. However, in this new risky way, traces of post-modernization and conversion of some regional elements into points of importance is attention-grabbing. 

We all know that abstraction is a matter of volume. With the energy that this volume transports, alterations occur according to the elements put in or taken away. These changes in the compositions suggest “abstractions” converting sometimes to concreteness, sometimes to abstractness. Abstraction, without hesitation, also causes emphatic willpower. To this empathy extent, Kemal, by always asking himself what he can put in place of another, situates the elements in the composition and questions these replacements. By putting this installation not into space but onto a canvas, he is oriented to a double dimensional material montage. 

What Kemal has done is, to create two-dimensional elements by painting and add these elements to his two-dimensional pictures. There is no trouble in the composition framework which collaborates with the abstracting mood during this adding process passing through abstraction. The reverse conditions are cases that might be criticised, and thus, we have discussed them with Kemal. 

I believe that this “combined painting” effect, created by adding two-dimensional elements to the two-dimensional illusional compositions, will provide the artist with completely different opportunities. We may refer to Kurt Schwitters in this context: “It does not make any difference if the selected elements take place in space or on a painting surface created by an artist. Because the important thing is the outcome of the reactions that occurred. These reactions play an effective role in the process of a study becoming a work of art. Reactions first appear at description stops which are called points of importance, and then in addition to the viewer’s opinions, more and more reactions are piled up. This adding process seems like an easy way, but it is not. To work hard, to produce a lot and to be able to select is not easy. It is a journey of art, and in this journey, knowledge depending on the investigation is a must. The artist first explores himself, and then by learning about his environment, he reaches an aura.”(*) These sayings of Schwitters, are like an outline for Kemal Kara to be followed with care and concentration. I believe that it is very important for an artist to have advices as well as criticises his art. Let this advice be given by me and Kurt Schwitters together for this occasion. 

(*) Hanne Bergius, “Kurt Schwitters-Aspekte zu Merz und Dada”, “Deutsche Kunst im 20. Jahrhundert Malerei und Plastik 1905-1985”, München, Prestel Verlag, 1986, s. 442.

Habilitation in Philososphie der Kunst Priv.-Doz.Dr.Özkan EroÄŸlu

Sanat EleÅŸtirmeni Özkan EroÄŸlu "Efekte Efekt" Adlı Resim Sergisine Dair GörüÅŸleri.

Denemeye devam eden genç sanatçı...


Bir genç sanatçı bıkmadan ve usanmadan; risk ala ala da olsa, deneyerek, gerekirse zaman zaman yanılabileceÄŸini de düÅŸünerek ve düÅŸleyerek yürümelidir yolunda. Son resimlerinde Kemal Kara, böylesi bir sanat yaÅŸam biçimini mizacına yedirerek yürüdüÄŸünü gösterdiÄŸi geliyor ve bence de doÄŸru yapıyor. Özünde dışavurumcu bir temeli benimseyen Kemal, son çalışmalarında bu dışavurumun dağınık boya sürüÅŸ yapısını, daha kontrollü olan bazı öÄŸelerle desteklemeye giriÅŸmiÅŸ gözüküyor. Bu görüntü dinamik olanla statik olan beraberliÄŸini izleyiciye yansıtırken, diÄŸer taraftan da bir grafizmi yakaladığı noktalarda baÅŸarılı olmaya yüz tutuyor. 

Özünde heyecanlı olan genç sanatçı Kemal, son çalışmalarında bu heyecanını savruk, kontrolsüz görünen dışavurumcu yanıyla grafik bazı öÄŸeleri (arapça harfler, Türk minyatürlerinden alıntılanmış malzemeler) kullanarak dengelemeyi deniyor. Özetle Kemal’in bir sentez ve yanılsamalı bir sentetik yolu da beraberinde getiren bu tutumu, bir mizaç eyleyip eylemeyeceÄŸini zaman bize gösterecek. Fakat bir risk alarak yürümeye baÅŸladığı bu yeni yolda, bu coÄŸrafyaya ait bazı öÄŸelerin postmodernize kılınarak, önem noktalarına dönüÅŸtürülmesi düÅŸüncesi, doÄŸrusu bana ilginç geliyor. 

Soyutlamanın, volüm meselesi olduÄŸunu hepimiz biliriz. Bu volüm, öyle bir enerjiyi de beraberinde getirir ki, kompozisyonlara eklenen ve çıkartılan her ÅŸeye göre, yine kompozisyonlar deÄŸiÅŸik haller alır ve bu haller; izleyici göze, kimi zaman somuta, kimi zamansa soyuta dönüÅŸen “soyutlamalar” sunar. Soyutlama, bir empati istencini de beraberinde getirir hiç çekincede kalmadan. Bu empati meselesi dahilinde Kemal, neyin yerine neyi koyabilirim sorusunu kendisine devamlı sorarak, buna göre öÄŸe yerleÅŸtirmelerini kompozisyon düzeneklerine konumlar ve sorgulamaya alır. Bir tür yerleÅŸtirmeyi mekâna deÄŸil de tuvaline, eleman düzleminde monte ederek, adeta bir tür iki boyutlu malzeme montajlamasına yönelir. Evet Kemal’in yaptığı, iki boyutlu yanılsama içeren resimlerine, yine iki boyutlu kendi boyamasıyla elde ettiÄŸi baÅŸka elemanları katmaktan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Bu katışın soyutlamadan geçen sürecinde, esas olduÄŸunu bildiÄŸimiz soyutlamacı mizaca uyarak elde edilen soyutlamaya ayak uydurduÄŸu noktalardaki kompozisyon örgülerinde, hiç mi hiç sıkıntı yoktur. Tersi durumların da Kemal’in eleÅŸtiri alan boyutu olduÄŸunu ve kendisine birebirde bu eleÅŸtirileri vererek, tartıştığımızı da belirtmeliyim. 

İki boyutlu yanılsamalı düzeneklerine, yine iki boyutlu katkı elemanlarının kazandırılıp, izleyicinin üzerinde bambaÅŸka bir “combine painting” mantığı etkisi uyandırmak da, yine bambaÅŸka açılımlara doÄŸru bu genç sanatçıyı götürebilir diye düÅŸünüyorum. Bu baÄŸlamda Kurt Schwitters’in ÅŸu sözleri akla gelir: “Seçilen elemanlar ister uzayda yer kaplasın, isterse sanatçı yaratımlı sadece resim düzleminde bir yer iÅŸgal etsin, hiç fark etmez. Çünkü geride bıraktığı, aldığı etkilerden kaynaklanan efektleri çok önemlidir. Bu efektlerdir ki bir çalışmanın, yapıta dönüÅŸmesinde etkin bir rol üstlenecektir. Efekt denilen ÅŸey, en baÅŸta önem noktaları denilen durum tespit duraklarında oluÅŸmaya baÅŸlar, daha sonra da izleyicinin gözüyle birlikte efekte efekt yüklenmeye baÅŸlar. Bu eklemleme kolay bir yol gibi görünür, fakat deÄŸildir, zor olan bu yolda çok fazla üretmek, durmak bilmeden çalışmak ve dahası ayıklamasını bilmektir. Bu bir sanat gezintisidir çıkılan ve tanıyarak öÄŸrenmeyi zorunlu kılar. Burada sanatçı kendisini tanır önce, sonra çevresini de tanıyarak bir auraya ulaşır.”(*) Burada dile getirdiÄŸim Schwitters vurguları Kemal Kara’nın dikkatle ve özenle üzerinde durması gerekenlerin, kanımca en başında gelenlerin bir özeti gibidir. Genç bir sanatçının sanatına getirilen eleÅŸtirilerin yanı sıra, ona getirilecek önerilerin de büyük önemi olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Bu öneriyi ise, burada ÅŸimdilik ben ve Kurt Schwitters yapmış olsun. 

(*) Hanne Bergius, “Kurt Schwitters-Aspekte zu Merz und Dada”, Deutsche Kunst im 20. Jahrhundert Malerei und Plastik 1905-1985, München, Prestel Verlag, 1986, s. 442. Habilitation in Philososphie der Kunst Priv.-Doz.Dr.Özkan EroÄŸlu

THIRTY THREE
FYI: I'M ABOUT TO LOVE YOU
THE MOON IS PINK
bottom of page